Bu yazı 08-02-2013 tarihinde yazılmıştır. | Yorum Yapın
Yiğidin Türküsü
Bağlama
Her sevgi bir düğüm atmış kolunaDokundukça inler, yarası vardır.Irak gönüllerin uçurumunaEzgiden bir köprü kurası vardır.Aslı saçlarını yönüne sermiş,Altı tel koparıp göğsüne germiş,Kerem, yarasından bir kabuk vermiş,Sızlaya sızlaya vurası vardır.Aşık sofrasında bir ayak olur,Şenlik bırakanda Sümmânî alır.Humarı kan ile karışıp kalırAtadan toruna süresi vardır.Veysel ile yumup iki gözünüGörür gerçeklerin gizli yüzünü,Emrah ile gamda tartar özünü;Ağır yükü, hafif darası vardır.Ak kuşlukta abdal öğütlemesi,Kara günde kardaş ağıtlaması,Kızıl tanda Avşar yiğitlemesi:Nefesi, nidası, narası vardır.Bozok yaylasında çamlarca uzunBir tütün kesilir çektiği hüzünNice ki, orda bir sürmeli gözünGönlüne yansımış karası vardır.Şeker dağı acı sözden bıkandaEtekleri misket misket kokanda,Ardıçtan kovalar inip çıkandaHer kuyu başında sırası vardır.Söğüt çarşısında günle erenlerZile düzlerinde burçak derenlerAnkara'da dama bulgur serenlerDostudur, hal hatır sorası vardır.Beşparmak’ta gümüş mavzer kesilir;Çatal yüreğine barut basılır,Alt teli bir tetik olup kasılır;Bengide patlamak töresi vardır.Yol üstü inerken Kelkit'in bucağıBağrına saplanır bir bağ bıçağı,Eğin dedikleri gurbet ocağıIraktan el sallar, göresi vardır.Çarşambaya yağmur yağar sel alır;Yamadan dolanır, bayır, bel alırÇorum’da Dürdane kızdan el alırYan yana halaya giresi vardır.Muş'un yokuşunu çıkmış yorulmuş,Narman'da bir güzel görmüş vurulmuş,Ürgüp'te önüne tuzak kurulmuş;Göğsünde üç kurşun beresi vardır.Engeller koymuyor; yol sarp, o yayaZiganalar sisli, Kop kaya kayaBayburt’ta üç günü dönmüş üç aya;Kaygulanıp tütün sarası vardır.Fırat hoyrat akmış, o hoyrat akmış,Urfa gibi göz göz Mardin'e bakmış,Diyarbakır sıcak, kibritsiz yakmış;Harput'un çayında çırası vardır.Şahin yuvasında baykuş tünerkenAntep sınırlardan gazi dönerkenTokat bir yabancı yüze inerkenOn beşliler ile kurası vardır.Gence’de topraksız lale örneğiTebriz’de bayraksız kale örneği,Kerkük’te ceylansız bala örneğiÖksüz tarı, tutsak curası vardır.Nice ki ölüm var er geç kaderdeBir içli ağıtla susar son perdeKaracaoğlan'ın yattığı yerdeSonsuza dek nöbet durası vardır.
kaldın mı hiç kara kışta boranda üstsüz, başsız özledin mi bir soba başında kaynayan demli çayı bekledin mi ayda bir gelen postayı uzanan bir dost elini gördün mü anasına hasretle sarılan korkudan eteğine yapışan yavrucağı düşündün mü kanadı kırık minik serçeyi suyu kurumuş yaslı değirmeni
ağladın mı geceler boyu kimsesizlere, yoksullara evsiz, barksızlara
umut ettin mi sevgiyi
dostluğu
kardeşliği ve barışı
yaşadın mı hissettin mi
bütün bunları yaşadıysan ve hissettiysen sen bizimlesin
sen Türkü Radyo’dasın
tekrar hoş geldin
Merhaba!
İsa Kızılöz
Anadolu, içinde yaşattığı uygarlıkların kültürel ve sosyal mirasının buluştuğu bir ırmak gibidir. Üzerinde yaşayan her toplum onu yüzlerce renkten oluşan bir mozaik haline getirmiştir. Mimariden müziğe, halk oyunlarından geleneklere kadar pek çok değer aynı potada erimiş ve kendilerini adına Anadolu dediğimiz bu ortak yurtta ifade etme imkanı bulmuşlardır. Dünyanın hiçbir coğrafyasına nasip olmayan bu kültürel birikim, tarih boyunca içinde yaşattığı uygarlıkların toplumsal ve bireysel yapılanmasında önemli bir etken olmuştur.
Aslan ve ceylanı aynı kucakta buluşturan Hacı Bektaş-ı Veli, “Ne olursan ol yine gel” diyebilen Mevlana, “Yaratılanı hoş gör yaratandan ötürü” sözüyle insan sevgisini anlatan Yunus Emre, “Gelin canlar bir olalım” diyerek insanları birliğe beraberliğe çağıran Pir Sultan Abdal ve “Aynı varlık her bedende” sözüyle Tanrı’nın insanla bütünleşmesini ifade eden Aşık Veysel, Anadolu kültürünün hoşgörü ve insan sevgisiyle biçimlenmesinde eserleri ve fikirleriyle önemli birer rol oynamışlardır. Bunlar gibi insanlığın en zıt kutuplarını bile aynı dergahta buluşturabilen Ahmet Yesevi, Hacı Bayram Veli, Abdal Musa, Kaygusuz Abdal, Hatayi, Kul Himmet, Muhyi, Erzurumlu Emrah, Karacaoğlan, Seyrani, Teslim Abdal, Dertli, Dadaloğlu ve Köroğlu gibi ozanlar da yüzyıllardan beri telden dile, dilden gönüllere süzülerek Anadolu halkını hep doğruya, sevgiye ve barışa yönlendirmişlerdir. Bu degerler ve adlarını sayamadığımız pek çok Anadolu aydını bu topraklar üzerinde yaşayan ortak kültürün en önemli yapı taşları olmuşlardır. Onların fikirleri yüzyıllardan beri birbirlerine eklenerek günümüze kadar gelmiş ve insanları birbirine bağlayan ortak bir kültür mirasına dönüşmüştür. Adına Anadolu dediğimiz bu ortak miras pek çok ozan ve düşünürün katkısıyla daha da zenginleşmiş, bu birikim yeni fikir ve sanat önderlerinin yetişmesinde önemli rol oynamıştır.
Bizde Türkü Radyo ekibi olarak, bu yüce değerlere sahip çıkmayı ve onların sesi olmayı hedefledik. Bu konuda özverili çalışmalarından dolayı bütün emektarlarımıza yürekten teşekkür ediyorum.